Formula 1 İstanbul Grand Prix Etkinliğinden Çıkarılacak Dersler

Giriş
Mega spor etkinlikleri günümüzdeki önemi hiçbir şekilde yadsınamaz. Ekonomik olarak, bu etkinlikler OECD  ülkelerinin gayri safi yurt içi hasılalarına %3 oranında katkı sağlamaktadır; kültürel olarak baktığımızda ise Olimpiyatlar ve Dünya Kupası'nı dünyanın 3'te 2'si izlemektedir; politik açıdan bakacak olursak da ülkeler büyük spor etkinliklerini prestijini artırma ve imaj çalışması olarak görmektedirler.

Günümüzde şehirlerin imajına büyük katkılar sunan, şehirlerin uluslararası alanda tanırlılığını artıran, uluslararası yatırımcının dikkatini çeken ve turizm potansiyelini geliştirip şehri ziyaret eden turist sayısını artıran büyük spor etkinlikleri İstanbul için de çok önemli bir konuma sahiptir.
İstanbul 2005 yılında Formula 1, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası, 2011 Dünya Güreş Şampiyonası, 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, 2012 Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası, 2011-2012-2013 WTA Tenis Şampiyonalarına İstanbul’un ev sahipliği yapmış olması  ve 2000 yılından bu yana Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapma arzusu bu kapsamda atılmış önemli adımlardandır.
Bu büyük etkinliklere ev sahipliği yapma ve Olimpiyat Oyunları'nı İstanbul'a kazandırma arzusu İstanbul'un dünyadaki diğer şehirlerle rekabet edebiliyor olduğunu gösteren kanıtlardır.

Bu sebeple devlet sektörü, şehrin tanıtımı için bir araç olarak kullanılabilme varsayımıyla, Formula 1 için İstanbul Park’a büyük bir yatırım yapmıştır. Formula 1 etkinliği, 2005 yılında ilk kez İstanbul'da gerçekleştirilmiştir. Pistin uzunluğu 5.3 km ve toplam kapasitesi 125 bin kişidir. (bunun 75 bini koltuklu). Bunun yanında, İstanbul Park F1 pilotları tarafından da en iyi 3 pist arasında gösterilmekteydi. Buna karşın, 2011'den sonra Formula 1 etkinlikleri seyirci azlığı ve çok yüksek giderlerden dolayı düzenlenmemeye başladı. Formula 1 etkinliği her yıl en az 1 büyük spor etkinliği düzenleyen İstanbul için; etkinlik alanı seçimi, İstanbul Park yönetim ve organizasyon yapısı, sermaye yapısı ve etkinliğin şehre kattıkları noktasında bizler için önemli dersler içermektedir.

F1 Etkinlik Alanı Seçimi ve Planlama Süreci
CINE 5, F1'ı 1995 yılında canlı yayınlamaya başladıktan ve ardından 2000 yılında NTV'ye geçmesinden bu yana yapılan tutundurma faaliyetleriyle Türkiye'de Formula 1'e olan ilgi artmaya başlamıştır. Yani Türkiye'deki Formula 1 macerasının başlaması da toplum tarafından olmayıp elit kesimin girişimleriyle oluşturulmaya çalışılmıştır da diyebiliriz. İstanbul Ticaret Odası gibi profesyonel organizasyonlarla birlikte de etkinlik Türkiye'de gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
F1 için seçilen Tuzla Akfırat Bölgesi, bölgenin orman arazisine çok yakın olması nedeniyle çokça eleştirilmektedir. Bu bölge daha sonra planlarda "Tuzla Akfırat Tepeören Turizm Merkezi" olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, tartışmayı beraberinde getirdi. Tartışmalar da seçilen bölgenin çevresel ve sosyal etkileri bağlamında olmuştur.
Yine bu etkinlik yeri çok yüksek oranda ulaşım, konaklama ve buna benzer alt yapı yatırımlarını gerektirmektedir.

Organizasyon ve Finansal Yapı
Formula 1 Yatırım Şirketi, 2003 yılında pistin inşası ve sportif faaliyetlerin sevk ve idaresi için İTO tarafından kuruldu. İlk etapta Formula 1 pisti için yapım maliyeti 25 milyon dolar öngörülmüştü, ancak bu rakam daha sonra 130 milyon dolara çıkıp tesisin zamanında bitirilememe tehlikesi belirince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul İl Özel İdaresi, İstanbul Ticaret Odası ile birlikte İstanbul Park'ın yatırımcısı oldular.

İlk iki yıldan sonra herhangi bir kar elde edilemeyince pistin özel sektör marifetiyle yürütülmesinin daha uygun olacağı görüşüne varıldı. 2006 yılında açılan ihaleye yalnızca TURSAB tarafından teklifte bulunuldu. Fakat anlaşma sağlanamadı. Hemen ardından, tesis için Ecclestone bir teklifte bulundu ve pist 2007 yılında FOA'ya kiralandı. Anlaşmaya göre, İstanbul Park 15 yıllığına senesi 3 milyon dolara yıllık kira bedeliyle anlaşıldı.
2009'un Ocak ayında, beklenmedik bir şey oldu ve Ecclestone, İstanbul Park pistinin yönetimiyle ilgili anlaşmayı iptal etmek istediğini açıkladı. Daha önce yarış pisti idaresi ile ilgili herhangi bir tecrübesi olmayan Ecclestone'un böyle bir açıklama yapması hiç sürpriz olmadı. Bu açıklamanın ardından da medyada İstanbul Park yoğun bir şekilde eleştirilmeye başlandı.

Ardından İstanbul Park 20 yıllığına yap-işlet-devlet modeliyle kiralandı. Formula 1 Yatırım Şirketi'nin 2005 yılından beri 30 bin dolar kiralama bedeline karşın 3 milyon dolar Formula İstanbul Yatırım Şirketi (FİYAŞ)'tan ve 45 bin dolar Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nden yıllık kiralama ücreti almaktadır. Tüm bu gelirlerle, İstanbul Park'ın yatırımının kar etmesi mümkün gözükmemektedir.
İstanbul Park için bu zamana kadar 200 milyon TL harcanmıştır, özetle her yıl %10 kira payı olarak harcanmaktadır. Bunun anlamı ise, işletmeci kar elde etmek için 20 milyon TL'lik bir gelirin her yıl elde edilmesi gerekmektedir.
İstanbul Park Organizasyon Şirketi'nin finansal olarak tek kaynağının Formula 1 organizasyonundaki bilet satışından elde ettiği gelirdir. Sponsorluk ve TV yayın haklarından elde edilen tüm gelirler ise FOA'ya gitmektedir. Durum böyle olunca da gelir-gider dengesinin F1 etkinliğinden başka bir etkinlikle karşılamanın pek de mümkün olmadığı görülmektedir.

Bunun yanında, pistin sabit maliyetleri de pistin büyüklüğünden kaynaklı olarak çok yüksektir. Yine aynı şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun 13,5 dolar FOA'ya ödediği yıllık bedel de bulunmaktadır. Bu harcamaların, 50 bin turistin etkinliğe gelmesi ile karşılanabileceği öngörülmekteydi. Fakat 2009 yılında yalnızca 10 bin turiste biletler satıldı.

İstanbul Park'ın Şehre Ekonomik Etkisi
Ekonomik etkiye bakacak olursak, organizasyon için ihtiyaç duyulan altyapı yatırımları  etkinliğin şehre/ülkeye oluşturduğu toplam ticari faaliyetini göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Altyapı yatırımları genellikle spor tesisleri, ulaşım yatırımları, konaklama yatırımları ve telekomünikasyon yatırımlarını içerirken; ticari aktiviteler ise ziyaretçilerin etkinlik süresince ne kadar para ve zaman harcadığı ile ilgilidir.

Tablo 1.İstanbul Grand Prix'ine katılan yıllık seyirci sayısı
Yıl
3 Günlük Seyirci Sayısı
2005
180.000
2006
135.000
2007
112.000
2008
100.000
2009
90.000

Tablo 1'de de görüleceği üzere, seyirci sayısının her yıl düşmesi ve yatırımın planlanandan 4-5 kat daha yüksek olması İstanbul Park'ın şuan için eleştirilen hususları arasında yer almaktadır.

İstanbul Park'ta gerçekleştirilecek uluslararası organizasyonlara özellikle de Formula 1'e kamu sektörü şehrin tanıtımı için bir araç olarak gördüğünden yatırımdan hiçbir şekilde kaçınmadan tüm yatırımı özel sektör olmadan üstlenmiştir. Gerçi bu durum dünyadaki diğer örnekleri incelediğimiz zamanda karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Albert Park'ta gerçekleştirilen Melbourne Grand Prix'i incelediğimiz zaman bu organizasyonun tüm tesis birimleri, organizasyonu ve reklam-sponsorluk faaliyetleri Turizm Bakanlığı'nın resmi ajansı tarafından yürütülmektedir. Fakat, İstanbul örneğinde ne yazık ki günlük 50 bin ziyaretçi hedefine ulaşamamıştır.

Tablo 2. İstanbul Park'ta gerçekleştirilen etkinlikler
Yıl
Etkinlikler
2005
F1, Formula G, World Touring Car Championship, DTM, LemansEndurance Series, MotoGP, TurkeyTrack Championship
2006
F1, World Touring Car Championship, Renault World Series, LemansEndurance Series, MotoGP, TurkeyTrack Championship
2007
F1, MotoGP
2008
F1
2009
F1, Rock'nCoke

Etkinliğin Mirası

Büyük spor etkinliklerinin ekonomik etkileri etkinlik sona erdikten sonra da devam eder. Büyük spor etkinlikleri de yeni spor tesislerine ihtiyaç duymakta. Bu yatırımlar da çok büyük oranda kamu sektörü marifetiyle yapılmaktadır. Bu yatırımların kendini amorti etmesi ve ardından kara geçmesi de o tesislerin ne kadar verimli ve sık kullanıldığıyla doğru orantılıdır. Tablo 2'de görüleceği üzere F1 pistinin 2005-2009 yılları arasında gerçekleştirildiği etkinlikleri bulabilirsiniz. 2005-2006 yılları haricinde 2007 ve 2009 yıllarında iki, 2008 yılında ise bir etkinlik gerçekleştirilmiştir.
İstanbul Park tesisini karlı bir şekilde kullanılabilmesi için Formula 1 organizasyonunun tekrar ülkemize kazandırılması gerekmektedir.

Sonuç
İstanbul Park'ın karlı bir şekilde işletilebilmesi için bu sporun en büyük etkinliği olan Formula 1 etkinliğinin yeniden İstanbul'a kazandırılması gerekmektedir. Aksi taktirde, Formula 1 olmadan daha lokal düzeyde gerçekleştirilen etkinlikler işletmenin kara geçmesine yeterli olmayacaktır. Bu etkinlikler yıl içerisinde Formula 1, MotoGP gibi büyük etkinliklerin yanında tesisin 365 gün faaliyette bulunması amacıyla kullanılabilecek stratejiler olarak görülmelidir.

Bunun yanında, Albert Park örneğinde yola çıkacak olursak Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İl Müdürlüğü ile TURSAB gibi kuruluşlar bir araya gelerek İstanbul Park'ta yıl içerisinde yer alacak Formula 1, MotoGP gibi büyük etkinlikleri yurt dışı acenteleri marifetiyle oluşturacakları paket programlar ile bir turizm ürünü olarak pazarlayabilirler. Böylelikle, etkinliklere daha fazla turistin gelmesini sağlayabilirler. Yine İstanbul'da yaşayan yaklaşık 14 milyon insanda bu etkinliklerin pazarlanmasında büyük bir fırsattır. İstanbulluların bu etkinlikleri sahiplenmesi noktasında yerel halkın aktif olarak katılabileceği etkinlikler programlanabilir.



Yorumlar