Dünya ve Türk Futbolunda Şike Çıtırtıları

Günümüz futbol dünyasında, bahis oynayanlar yılda 180 milyar €’ya civarında parayı bu oyuna yatırmaktadırlar. Ne yazık ki, bu miktar beraberinde futbolun da kirlenmesine neden olmaktadır. Günümüzde bu kirlilik tüm dünyada hissedilir hale gelmiştir.  
Hepimizin bildiği üzere 3 Temmuz 2011 tarihinde Türk futbol dünyasını sarsan şike soruşturmasında aralarında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile Beşiktaş Asbaşkanı Serdar Adalı’nın da aralarında bulunduğu 31 kişi tutuklanmıştı. Kamuoyunda “Şike Yasası” olarak da bilinen “6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa”da, şike yapanlara 5-12 yıl arasında hapis cezası öngörmektedir. Geçtiğimiz günlerde şike ilgili yasada sanıklarına lehine yapılan değişiklik TBMM'de kabul edilmiş fakat Köşk’ten veto yiyerek tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye gönderilmiştir. İddianamesi hazırlanan soruşturmanın yargılama sürecine önümüzdeki günlerde başlanacak. Türk futbolunun sıkıntılı günler geçirdiği bugünlerde dünya futbolunu incelediğimiz vakit, durumun Türkiye’den çokta farksız olmadığını görmekteyiz. Dünyadaki bazı şike soruşturmalarını sizler için derledim:
Güney Kore’de 55 futbolcu hakkında şike soruşturması açıldı. Güney Kore futbol tarihinin en büyük şike soruşturması ise 10 futbolcu ömür boyunca futbol oynamaları yasaklandı.
Finlandiya takımı için oynayan iki Zambiyalı kardeşin maçın sonucunu etkilemek için 50 bin € almaktan suçlu bulunduğu skandala, mevcut sporcularla birlikte bir düzineden fazla insanın karıştığı iddia edilmiştir. 
Diğer soruşturmalar ise Macaristan’da, İtalya’da, Almanya’da, El Salvador’da, İsrail’de, Çin’de, Tayland’da, Zimbabve’de, Vietnam’da ve Yunanistan’da aralarında 3 kulüp başkanının da bulunduğu 84 kişi gözaltına alınmıştır.
Yine Arjantin ile Bolivya arasında oynanan 20 yaş altı futbol maçında, müsabakanın Macar Hakemi, oyunu 10 dakika uzatmasının ardından, bahisçiler maçın son 5 dakikasında gol olur diye yoğun bir şekilde bahis oynaması ve Togo’nun Bahreyn’i 3-0 yendiği maçın ardından şike olma ihtimali üzerinde detaylı bir şekilde incelenmektedir.
Bazen şikeciler, fakir ülke sporcularını profesyonel spor kulüplerine transfer yolunu açacaklarını söyleyerek de ikna etmektedirler.
Yine Dünya Bahis Federasyonu’na göre, futbol’da 90 milyar € meşru bahis oynanmaktadır. Yine aynı kurum 90 milyar €  gayrimeşru yollarla bahis oynandığını düşünmektedir.
FIFA Başkanı Sepp BLATTER ise, “Taraftarlar, eğer maçların önceden ayarlandığını düşünürlerse, maçlara gitmemeye başlayacaklar” diyerek, futbolun geleceğiyle ilgili karamsar bir tablo çizmektedir.
Birkaç zaman önce, Zimbabve Futbol Federasyonu 2007’den 2010’a kadar, sonucu önceden ayarlanmış maçlarla ilgili bir raporu açığa çıkardı. Eski Milli Takım Teknik Direktörü’nün yaptığı açıklamaya göre, oyuncular Asya Turnuvası’ndayken takımın maç kaybetmesi için maç başına 1000 dolar ödendi.
Finlandiya’daki şike operasyonunun sorumlusu Wilson Raj Perumal, Singapurlu hükümlünün Finlandiya Ligi maçlarını manipüle etmek için, 11 futbolcuya ödeme yaptı. Interpol ve FIFA ayrıca 2010’un Eylül ayında Togo-Bahreyn maçını ve Zimbabve’nin 2008 ve 2009 yıllarında Tayland, Malezya ve Suriye’ye gerçekleştirdiği turnuvaları da bir araya getirerek incelemeye aldı.
Yine Zimbabve Eski Takım Menajeri Ernest Sibanba ise 2007’nin ağustos ayında gerçekleştirilen Malezya turuyla ilgili soruşturma konusunda, takım havaalanına indiğinde 4 kişi tarafından karşılandık ve bu kişiler oyuncularla aynı otelde kaldılar. Bu kişiler, oyunculara maç başı 1000 dolar verdiler, turnuva boyunca ise her oyuncu 5 bin ile 6 bin dolar, yöneticiler ise 7 bin ile 8 bin dolar arasında para verdiler.
Tüm bunlar gösteriyor ki, şikenin sadece ülkemizde yapılmadığı, şikenin/maç ayarlamanın futbolun içinde bir kanser halini aldığı görülmektedir. Bu şikenin önü alınmazsa, bu kanser futbolu öldürecektir. Bu kanser daha fazla yayılmadan; FIFA, UEFA gibi uluslar arası futbol yapıları ile Interpol gibi emniyet teşkilatları ve yerel düzeydeki federasyonlar ve emniyet güçleriyle işbirliği halinde yolsuzlukla mücadele ve anti-şike eğitim programları geliştirmeli ve yine bu yapıların koordinasyonunda şikeyle mücadelede sıkı önlemler alınmalıdır. Ayrıca faaliyet gösteren bahis şirketleri de sıkı bir biçimde denetlenmenin yanında gayri meşru oynanan bahislerin de önüne geçilen önlemler, yasalar ve politikalar ivedilikle hayata geçirilmelidir.

Yorumlar